16 Ocak 2008 Çarşamba

Arılar kayboluyor,arıcı ne yapmalı? What should beekeepers Do,We Lose Bees

Bilindiği gibi tabiattaki canlı hayatı bir takım denge unsurları ile korunmaktadır.Bu dengenin tepe noktasını insanlar oluşturmaktadır.İnsanların varlığı ve yaşama şansları,ayaklarının altında tepe noktada tutunmasını sağlayan diğer canlı hayatın devamına bağlıdır.Bütün canlıların nesillerini devam ettirebilmesi için döllenmiş yumurtalarının(zigot) oluşturulması gerekmektedir.Haraketli canlıların bir çoğunda çiftleşme ile gerçekleşen yeni birey oluşumu bitkilerde tozlaşma ile sağlanmaktadır.Tozlaşmada birçok vektör etkin görevler üstleniyorsada,bu görevi asıl üstlenen ve etkin olan bal arılarıdır.
Canlı hayatının devamında;bitkiler toprak ve suya,hayvanlar bitkilere,insanlarise bitki ve hayvanlara muhtaçtır.Bu zincirin ana temasını oluşturan bitkiler varlıklarını sürdürebilmeleri için dünyanın hemen hemen her yerinde varlıklarını sürdüren bal arılarının tozlayıcı özelliğinden yararlanmak zorundadırlar.
Dünyada tabi dengenin değişikliğe uğratılmasında ana unsur olan insanlar kendi varlıklarının devamı için bal arılarını yaşatmak zorundalarDünyadaki insan hayatını kolaylaştırmak ve daha modern bir hayat tarzı elde etmek amacıyla bilim,teknik ve teknolojiyi kullanırken insanlığın geleceğini bitirici olmamaya dikkat etmelidir.
Gerek insanların kendi elleri ile gerekse doğanın kuralları gereği yaşanan son iki yıl gerçekten arıcılık açısından son derece rizikosu yüksek olan yıllardı.Dünyanın birçok yerinde bu konu ile ilgili toplantılar seminerler,kongreler düzenlenmesine rağmen son iki yıldaki arı kayıplarına bilimsel açıklık getirilememiştir.
Ülkemiz açısından konuya bakılacak olursa ,giderek azalan su kaynaklarımız ve paralelinde yağış miktarındaki düşüş arıcılarımız açısından daha da sıkıntılı yıllara kapı aralıyor.Eğer kuraklık bu denli devam edecek olursa artık entansif tarım sisteminin arıcılık açısından şekillendirilmesi ve uygulamaya konulması zorunlu hale gelmektedir.Kültür bitkilerinin ekildiği alanlarda ve ballı bitkilerin arıcı tarafından yetiştiriciliği yapılarak,koloni hayatlarının devamı ve bal üretimi gerçekleştirilecektir.Bu açıdan arı otu,lofant gibi bitkilerin yetiştiriciliğide düşünülmelidir.Arı otu dekarda yaklaşık 80 ila 400 kg civarında ,lafont ise hektarda 1400 kg civarında bal verebilmektedir.Kaynak http//www.herbalisatabay.com
Not:Yazı Uludağ Arıcılık derneği dergisinden alınmıştır.(Zir. Müh Hasan Cengiz,Zir.Müh. Mehmet Ayağ,Zir. Tek. Mustafa Çitrazoğluk)

6 yorum:

Adsız dedi ki...

sayın ilhami bey
çok önemli konuya değindiniz
başarılar

emin benli dedi ki...

lofant isimli bitkiyle ilgili hiç bir bilgiye ulaşamadım.elinizde varsa yayınlarsanız sevinirim.
Arı otunuda beyaz kovanda ve bizim blogçulara tanıtan ve eken benimdir.

UĞUR KIRAN dedi ki...

İlhami abi, hani bi laf vardır ya yumurtanın kapıya dayanması...işte biz insanoğlu o olay olmadan hareket etmeyiz, hele hele bizim ülkemizin insanları bu konuda dahada ağır hareket ediyor bence.Doğal yaşamın biz insanlara verdiği olumsuzlar direkt olarak cebmize veya sağlığımıza etki etmediği sürece kimsenin bişeyler yapacağını sanmıyorum. saygılar

fatih güneş dedi ki...

Uğur beyinde dediği gibi bizim ülke biraz garip hepimiz mutlaka karşılaşmışızdır.Ormanlar talan ediliyor ormancı çıkıp bana bir şikayet gelmedi diyor .Garip keçiyi sorumlu tutuyorlar.Ben açıkçası keçilerin hiç orman yok ettiğini görmedim gören varsa gidip bakalım derim.Sonuçta ormanları yok eden dğal dengeyi bozan devamlı insanoğlu olmuştur.İnanıyorum ki Hiçbir ticari meta tabiata el atmadığı sürece bozulmamıştır.

chaniabee dedi ki...

hello my friend! Us it would help despite a lot of if him it wrote and in the English !!i think that clerks enough useful things!

Amatör dedi ki...

AMATÖR ARICI
Sayın ilhami bey öyle güzel bir konuya deginmişinizki.
Dogayı ketleden biz insalarız
eger gelecek kuşaklara.
Biraz daha saygı gösterirsek dogayı
korumuş oluruz.
Tüm insanları duyarlı olmayı çagırıyorum.
Başarılar