Değerli işyeri arkadaşlarımızla emekli olduktan sonrada bağımızı hiç koparmadık,vakit buldukça biraraya gelip yeni teknoloji ve gelişmeler hakkında bilgi alışverişi yapıyoruz.Bu konuşmalarımızda öne çıkan başlık her hatanın telafi edilebileceği fakat insan kaynaklı hatalarda geriye dönüş olamayacağı,bu konularda esneme veya müsamaha göstermek yoluna gidilemeyeceği konuşmalarımızdan ortaya çıkan sonuç oluyor.Düşününki Marmaray çalışmasında yanlış hatırlamıyorsam 1500 kişi çalıştığı halde kimsenin burnu kanamıyor,fakat Tuzla tersanelerinde her hafta 5 kişi hayatını kaybediyor,yorum şu:Japonlar ve Türk ortağı her sabah işe başlamadan önce 10 dakika işgüvenliği dersi veriyor çalışanlarına,burdan şunu çıkarabiliriz insanları eğiterek ve bilinçlendirerek hataları en aza hatta sıfıra indirebiliriz.
Konuşmalarımızın diğer gündemi ise İlçe Tarım Müdürlüğü yetkililerinin ,eğer talep olursa işyerinde arı ve arıcılık semineri verilebileceği konusuydu.O konuyuda yetkililere ilettim.Üretim müdürü sayın İsmail bey tam arıcı çıktı ,amcasının 600 kovanı olduğundan bahsetti,demekki hastalık müdür beyede sirayet etmiş.Çalışan arkadaşlarımızın şikayeti yine aynı merkezli sahte bal.Bunu önlemenin tek yolunun bilmediğiniz,güvenmediğiniz yerden bal almamak olduğunu izah ettim.Dursun bey 2 petek balı çöpe attığını söyleyince bayağı üzüldüm.
Tüm işyeri arkadaşlarıma sevgi ve saygılarımı iletip,işlerinde başarılar,yaşantılarında sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyorum.
1 yorum:
İlhami bey eğitim bilgilerin kullanılabilme becerisi ise bilmediğimiz konularda uygulama yapmamak da akıllı olmaktır.Bunu şunun için söylüyorum ki bilmediğimiz veya farklı bir amaçla uretilmiş olan ilaçları arıcılıkta kullanmamak, gıda kodeksine girmemiş sentetik maddeleri arılara gıda olarak vermemek dolayısıyla bunların ürettiğimiz bala karışmasına engel olmak sadece eğitim ve öğretim değil aynı zamanda akıllı olmak da gerektiriyor. Çünkü bence akıllı insan; bilmediği konuların farkında olan ve bilmediği konularda uygulamalar yapmayan insandır.
Yorum Gönder