A-Biz bal ülkesiyiz ama vatandaşımız yılda 600 gram bal yerken,Avrupalı 1500 gram yiyor.Tüketimi artırmak için daha katedilecek çok yol var,
B-Devletin hileli bal satışının önüne geçebilmesi ,kaliteli balın korunması için kontrol noktaları çoğaltılmalı,denetimler sıklaştırılmalı,
C-Teknik eğitimler artırılmalı,
D-Ülkemizde kovan başı üretim ortalaması 17 kg,oysa Avrupada 60 kg civarındadır,bu eşyanın tabiatına aykırıdır,şöyleki dünya üzerindeki çiçek çeşidinin 1/3 bizdedir.Kovandan gerekli üretimi alamayan üretici,ürününü pahalı satsada gerektiği kadar kazanamıyor.
E-Devlet arıcılara destek kredisi veriyorsada ,beyana dayalı işlem yapıldığından ,kredilerin gerçek arıcılara gittiği söylenemez.
F-Arıcılar birlikleri bal aromalı ürünler nedeniyle birçok üreticiyle mahkemelik,bal aromalı ürünler raflarda satılıyor,Gıda kanunundaki açıklar sebebiyle Arıcılar Birliklerinin yaptırım gücü maalesef yok.Biz ne yapmalıyız üzerinde bal aromalı yazan ürünlerin bal olmadığını anlamalıyız.Özellikle çocukların sağlıkları açısından sıkıntılı bir durum oluşturan antibiyotikli ballar,hasta olunmadan antibiyotik alınmasına sebep oluyor.
G-Ülkemizde bal pazarı 50 bin ton ile 300 milyon dolarlık bir hacimde.buna arıcılar da dahil,ülkemizde bal tüketiminin üretilenden çok fazla olduğu ,bu tonaja ulaşmanın pek mümkün olmadığı,dolayısıyla kaçak ve hileli balların piyasaya girdiği,
J-10 bin arıcının yaşadığı Ege bölgesinde mutlaka tesisleşmeye gidilip her üreticinin balını teslim edebileceği Muğla civarında 2010 yılında tesisimizin temeli atılacak.15 milyon dolarlık tesisi en kısa zamanda işletmeye almayı düşünüyoruz.
H-Balda iki sıkıntılı durum var;katkılı hileli bal,yani yapma bal ile kalıntılı bal.Arıya mısır şurubu verdiğinizde ,şurubun içeriği gereği hemen kursağından geçiriyor ve hileli bal üretiyor.İki bölümlü kursağını doğru biçimde kullanamadığından dolayıda birkaç nesil sonra mutasyona uğrayıp arı mevcudu iyice azalıyor.Katkılı balda ise en büyük sorun antibiyotik.
7 yorum:
İlhami Bey Merhaba!
Aktarımınız için teşekkürler...
Özellikle şu ifade çok ilgi çekici; fakat, gerçekleri ne kadar ifade ediyor acaba: "...kursağını doğru biçimde kullanamadığından dolayı da birkaç nesil sonra mutasyona uğrayıp..."
Sağlık ve Mutluluklar Dilerim.
Saygıdeğer üstadım,bazı şeyleri benimsemesekte,inanmasakta ,karşı tarafa ve insanlara saygı gereği olumsuz görüş belirtmiyoruz,hiç duymadık ve görmedik,değişime uğrayıp şekil şemal değiştireni,insanlığın maymundan geldiğini iddia edenler Londradaki ve Brezilyadaki müzelerde sergilemiş oldukları 500 yıllık insan iskeletlerine 50 yıllık maymun çenesini taktıkları anlaşılınca olay bitti.Zaman herşeyin ilacıdır,sabır ve olgunluk herşeyin üstünde,sevgi ve saygılarımla,işlerinizde başarı yaşamınızda sağlıklı günler dilerim.
ilhami abi
çok önemli konulara değinilmiş
tebrik eder
2010 yılında başarıalr dilerim
İlhami Bey,
Yanlış anlaşılmasın: Bal arılarının zaten binlerce yıl önce evrimleşecekleri kadar evrimleşmiş oldukları; evrimleşme sürecini binlerce yıl önce tamamlamiş olan ilk hayvan oldukları kabul ediliyor.
Mutasyon!
O da başka bir tür olay.
En İyi Dileklerimle Saygılar, Selamlar.
İlhami bey merhaba,paylaşımlarınız için teşekkürler,selamlar saygılar.
İlhami abi haberde sözü heçen firma her seferinde çok iyi tahlil cihazları oldugundan bahseder durur. Fakat nasıl ballar topladıgınıda çok iyi biliyoruz.
Üretilen bal şu kadar,piyasamız şu kadar var nasıl oluyor diyede söylemlerde buluyor, bir ara bu firmanında balı dışardan kırmızı kart yemişti.
Hırsız yakalanmamak için milletle birlikte koşarken herkesten çok bağırırmış hırsız varrrr, yakalayın diye, bilmem anlatabildimmi.
İlhami Bey
Kendi yorunumuzu katmadan arıcıları bilgilendirmişsiniz. teşekkürler.
Ben kendi yorumunuzu merak ediyorum. Bakış açınız nedir acaba?
Yorum Gönder